Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | otomatik olarak | automatically zf. | ||
But every American policy does not automatically have to become European policy. Ancak her Amerikan politikası otomatik olarak Avrupa politikası olmak zorunda değildir. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | otomatik olarak | automatic s. | ||
A judicial decision in one Member State must have automatic application across the whole of the Union. Bir Üye Devlette alınan bir yargı kararı tüm Birlik genelinde otomatik olarak uygulanmalıdır. More Sentences |
||||
Teknik | otomatik olarak | automatically zf. | ||
The fact that medicines are authorised does not mean that they are automatically placed on the market. İlaçların ruhsatlandırılmış olması, otomatik olarak piyasaya sürüleceği anlamına gelmez. More Sentences |
||||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | otomatik olarak | on automatic zf. |